Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




kabuktaki hayalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kabuktaki hayalet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Nisan 2017 Perşembe

Ghost in The Shell / Rumuz Goncagül :)

Birbirinden bu kadar farklı konuları aynı başlık altında toplamayı nasıl başardım bilmiyorum.
Hepsini ayrı ayrı da yazabilirdim aslında ama birleştirmek istedim.
Öncelik Kabuktaki Hayalet filminde.
Yine fragmanını izlediğimden beri merak ettiğim bir filmdi. Ne yazık ki animesini izlememiştim ki üniversite zamanında anime sever bir arkadaşımın "anime buluşmaları"na katılıp boş gözlerle onları dinlemişliğim var. "Ghost in the shell" o zamandan beri hafızamda :)
Öyle hasta ve kötü bir günde izledik ki filmi, şartlar öyle gelişmişti ve ben geri adım atmadım. İyi ki atmamışım. Tek izlesem belki korkardım. Korkacak bir şey olduğundan değil de en ufak bir ani gelişen sahnede hoplayan ve hiç tanımadığı bir insanın (One Missed Call filminde sene 2008, hala neden izlediğimi bilmediğim korku filmi, ıyy) koluna yapışacak kadar heyecanlı bir tip olduğumdan olabilir :)
Ghost ne the shell, fragmanı ile bende oluşturduğu dünyayı veremedi ama sanırım bana çok daha farklı ve özel bir şey hissettirdi: Sen neredesin ve ruhun nerede? Scarlett Ablayı zaten severim ama filmde rol için "yeterince" robot-insan olmadığını düşündüm. Sorun oyunculuk da değil, yönetmenin o rolü işleyişindeki eksiklik hatta belki senaryoda eksik kalan bir şeyler. Olayın bilim-kurgu-macera kısmı da epey ortalama. Kısacası "ortalama" bir film, genele bakarsanız. Ancak işin "felsefesi" noktasında bende epey farklı noktalara dokundu. Kabuğum nerede, kabuğumdaki hayalet nerede ve BEN neredeyim. Gibi gibi...
Filmden çıkınca da kahve kazandım. Nasıl mı?
Karabalıkla girdiğimiz iddiayı kazandığım için.
"Scarlett Abla ve Woody Allen da birlikte epey film yaptılar." dedim. Film üstadı (!) koca kişisi "Ne alakası var, en fazla bir filmde beraberdirler." dedi. Ben de "En az 3 film hatta sayabilirim." dememe rağmen, sonuç Grano'da filtre kahve iddiasına döndü. Ve elbette ki Google Amca da beni yanıltmadı ve ben o kahveyi kazandım. Hani filmleri izlemesem bile sinema konusunda benimle iddiaya girmesen mi canım karabalıkçım :)


Geçtiğimiz günlerde de RUMUZ GONCAGÜL oyununa gittik. Aslında niyetimiz Carmen'i izlemekti operada ama bilet yoktu. Annem de sağolsun Elife bakınca, attık kendimizi Şinasi'ye :) Oyun kötü ise yarıda çıkıp biraz eğlenip eve öyle geçeriz diyorduk ki (iyi çakallık :P ) oyun bence gerçekten iyi çıktı. Şöyle ki inanılmaz güldük. Canlı performansta bu kadar gülebilmek de insana ayrı bir haz veriyor açıkçası...Benim tiyatrodan beklentim de bu kadar. İyi oyunculuk ve keyif alma. Onun haricinde "sanatsal" kısmını çok da yorumlayabilecek potansiyelim yok :) Bu da bana yetiyor.

Vee gelelim diğer konuya diyecektim ki...
Onu burada ayırdım ve "Bugün" başlığına ekledim.
Buyrun oradan devam edelim.
Sanatsal aktivite sayfamız şimdilik burada bitti.
Annem de iki gün sonra gideceğine göre sezonu kapatmış sayılır mıyız bilmiyorum.
Belki ben müzik ve film festivalleri için kaçamak yaparım.
Bekleyin beni festivaller :)
Devamını oku »