Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu




karnabahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
karnabahar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2016 Cuma

Karnabahar, % 98 ve Ayna

Ortaya karışık bir yazı ile blogum sana merhaba, önce gel bir sarılayım, seni çok özlemişim :)
Bloglardaki "challenge"ları okurken içim gitti, en yakın zamanda ben de katılacağım inşallah ama önce son 10 günün özetini bir yazayım.
Her şey sıradan bir günün sabahında Elifte kızarıklıklar görmemizle başladı, sonrası hastane-tedbir-ilaç vs. derken işe gidemedim, neyse ki anacağızım da yanımdaydı (ananesi evdeyken hasta olan çocuk, çok sevilesi :) karabalık kişisi yurtdışına çıkacaktı, evde bir kahramana ihtiyaç vardı.
Pek gönüllü olmasam da bu kişi ben oldum. "Atipik suçiçeği" teşhisinden -ki bunu söyleyen yedek aile hekimine hiç güvenmemiştim- Elif'in besin alerjisi olduğu ortaya çıktı, çocuk doktoru ve cildiye bunu onaylasa da henüz alerji testi yaptırmadık, belki sonra bu cümlelerimi güncellerim. Kısacası babasına aşırı düşkün bir inatçı 2 yaş bebesini oyalamak, uyutmak ve temel ihtiyaçlarını karşılayabilmek için gerekli tüm desteği çok şükür annemden aldıktan sonra yolumuza devam ettik.
Tokayla güzel olan ancak uyandığında saçlarından önünü göremeyen kızımı hayatında bir ilk olarak kuaföre götürdüm. (tam burada kendimle ne kadar gurur duyduğumu söylemeden geçmeyeyim, yakın mesafe de olsa araba kullandım, tamam otomatik vites ama olsun, Esen anladın sen beni :) İlk defa gittiğim bir yer ve hiç endişeli değilim hatta gayet keyifliyim. O anda aklıma geldi, "ben de uçlarından aldırayım, hafiflerim" dedim. Adam ilk benim saçımı kesti, abartmıyorum, toplamda 5 dakika sürmeyen bu eylem sırasında "durun", "yapmayın", "o kadar istemedim" nidalarım sonunda saçım "rahatlıkla toplanır" bir kıvamdan "önleri asla toplanmayan, çok sıcak yaptıysa arkaları birkaç farklı hamlede toplanabilir" hale geldi. Ben şok. Kuruyunca da dalgalar iyice kıvrıldı mı! "E ben karnabahara döndüm" dedim. "Yok çok yakıştı, 15 gün sonra bana teşekkür edeceksiniz" dedi. Ne 15 günü yahu! Saçım bana şimdi lazım dediysem de korkarak Elif'i de oturttum koltuğa. Elif'in saç kesimi en az 15 dakika sürdü (kıskançlık emojisi burada :) Eve dönerken "gıcık amca" dediğim için, Elif "saçını kim kesti" sorusuna "gıcık amca" diyor. Tamam 15 gün sonra güncellerim ben bunu :)


Bu arada daha geniş bir yazıyı hak etse de başlayalı henüz 10 gün olduğu için yorum yapmak için erken ama Elifle yepyeni bir hayata başladık: uyku eğitimi :) Stilimizin adı ne Kim West ne Ferber ne de Tracy... Bizdeki "kreş psikologu destekli Esoş stayla" uyu(t)ma metodu. haydi bakalım, "güç benimle olsun", yanına bir de "sabır"ı ekleyelim :)

Görsel ne alaka? Bu kitabı hayatım boyunca unutmam artık, "Güvercin ve dede uyudu mu" ve "Fil neerde?" sorularının ardında "anne kitap oku" cümlesindeki kitap bu. Çocuğa bir şeyler okuyayım, vakit nakittir kendi kitabımı bitiririm dedim ama içinde bu kadar çok bel altı ifade olduğunu bilmiyordum. Neyse bu kitap da "Elif'i kıkırdatıp uyutan kitap" olarak listeye yazıldı.

Yurtdışından dönen karabalık kişisi Elifi ve beni biraz kırpılmış bulup şaşırdı ama yenilik iyidir. (15. gün adamın kapısındayım :P)

Geçtiğimiz gün de değişik bir şey yaşadım,anlatmazsam bloguma ayıp etmiş olurum. Eşim beni birkaç işimi halledebilmem için bir avm'ye bıraktı ve gitti. İnerken de (genelde bir yerlerde unuttuğum için) telefonuma baktım, emin oldum ve gönül rahatlığıyla Elif'e ayakkabı almaya gittim. Kasada saate bakayım derken telefonumun olmadığını görüp şaşırdım. Sonra hatırladım, "hee ben güvenli geçişte yan tarafa koymuştum" diye. Koşarak güvenliğe gittim, görevli kişi değişmişti, anons yapıldı, telefon yok! Ben eminim ama o yüzden güvenlik kayıtlarını izlemek istiyorum, o hırsızın peşine düşeceğim, kesin! Kimmiş o kızım fotoğraf ve videolarını henüz aktaramadan telefonumu benden alan küstah! Güvenlik amiri geldi, nereden geldim nereye gidiyorum sorgusu suali sırasında dedi ki "bence arabanızda kaldı". "Siz beni şaşkın biri mi sandınız" dedim. "Kontrol edip çıktım ve yüzde 98 eminim ki tel çantamdaydı..." (yüzde 80 diyecektim ama oran az geldi, bana inanmaz diye 98 deyiverdim, bari 97 deseydim :P ) benim teli aradı, çalınca dedi ki "hırsız olsa kapatırdı telinizi". Eşimi aradık, arabaya bak diye. (içimden de diyorum bak adamı işinden ediyorum) O arada girdiğim iki mağazaya girip telefon bulan var mı diye sorduk.Karabalık aradı, "telefonun arabada" diye!!! O anki yüz ifademi keşke bir kamera çekebilseymiş. Önce beyazladım sonra sarardım, adama "kusura bakmayın" derken kendimi parmak kız kadar minicik hissediyordum."sizi de meşgul ettim" dedim, adam neyse kibarmış, "sık karşılaşıyoruz, hiç önemli değil" dedi. O ara "yer yarılsa ve beni içine alsa" diye dilekte bulunacaktım ama gerçekleşiverir diye sustum. "Size bir kahve ısmarlasam olur mu?" diyecektim, sonra kendime geldim, daha Elif'e şapka alacaktım, yoluma yürüdüm.
(gerçekte olan da şuymuş, inerken çantam her zamanki gibi açık olduğundan birçok şeyimi düşürmüşüm, güvenlikte yandan geçirdiğim de suymuş, neyse çok emindim ama ben :P )

Bu ara kendim için yeni bir çalışmaya başladım. Adını ben koydum: Ayna :) Kişisel gelişimim için oldukça faydalı oldu, başlayalı birkaç gün ancak oldu ama Ayna'ya bakmak iyi geldi. Biraz daha ilerleyince belki yine yazarım bloga.

Özlemişim seni blog,burada "özgür"ce yazmak ne güzel bir duygu.
Annemin giderken bize karnabahar yemeği yapıp bırakması pek manidar ama olsun az turuncu olsam neredeyse Clementine olacaktım :) (belki de "gıcık amca" bunu hissetti kim bilir, "turuncu saç size yakışır" demesinden şüphelenmiştim zaten)

Saçlarımın yeni hali, gören şok olmasın :)



Devamını oku »